9 Mayıs 2010 Pazar

Breaking Bad Hakkında

Sopranos’tan sonra izlediğim en tutarlı yapım. Her bölümü büyük bir iştahla izliyorum. Durum böyle olunca, burada da bu dizi ile ilgili bir şeyler yazmak istedim.

Bilen bilir, dramalar barındırdıkları gerçeklik ile daha çok ilgimi çekerler. Bir dizi yapıyorsanız önünüzde iki seçenek vardır: Ya olayları tamamen 3. Bir şahıs gibi dışarıdan, yazar olarak müdehale etmeden izlersiniz ya da olaylara müdehale eder ve fantezi dünyası oluşturursunuz. Günümüzde çoğu yapım ikinci strateji üzerinden giderek ana akım izleyicinin hoşuna gidecek, gerçeklikten uzak kurgulara sahip dizileri çekmeyi tercih ediyor. Bu bağlamda Breaking Bad, Sopranos ya da Mad Men gibi yapımların cesur atılımlar olduğunu belirtmek lazım. Senaryoda izleyici çekebilmeniz için karakter ve kurguyu en iyi şekilde optimize etmeniz gerekmektedir. Hayali ürünler, yapıları gereği karakterden ziyade kurgu kısmına odaklanırlar. O sebeple o tür yapımlarda sizi çeken şey karakterlerin derinlikleri değil konunun işleniş biçimidir. (Carnivale, buna iyi bir örnektir) Gerçekçi hikayelerde ise karakterler derindir ve bunların geçirdikleri değişimler ön plandadır. (Bu konuda örnek olarak da Mad Men, Sopranos ya da Six Feet Under’ı verebilirim)

Şimdi bunlardan sonra gelelim Breaking Bad’e...

Breaking Bad, yukarıda ‘gerçekçi’ olarak tanımladığım gruba dahil. Asıl hikaye uyuşturucu üreticisi olma sürecini yaşayan, sıradan bir kimya öğretmeninin başından geçenler olsa da; odak noktasında ana karakter olan Walter White ve onun yakınlarının değişim süreci var. Senaristler ise bize izleyici olarak istediğimizi değil, gerçek bir hayatta bunlar yaşansaydı neler olabileceğini gösteriyorlar. Bu açıdan dizideki her hangi bir karakterle özdeşleşmemek mümkün değil.

Diğer yandan, dizinin bu derin karakter tablosu oldukça iyi işlenmiş bir olay örgüsüyle besleniyor. Ani efektler ya da zorlanmış sahneler olmadan en büyük gerilimi yaşayıp, ağlayan bir karakterin ruh halini televizyon-bilgisayar başında hissedebiliyorsunuz. Cast seçiminin mükemmel olduğu gerçeğini yadsıyacak değilim tabi ki ama teknik ekip de bu konuda işini bilen insanlar. Işık renk ve şiddetleri, kamera konumları, sahne geçişleri vb. teknik detaylar çok ince düşünülmüş bir proje olduğunu gösteriyor. (Zaten ilk sezondan sonra set ekibindeki ani değişim, prodüktörlerin işin ciddiyetini anladıklarının göstergesi olsa gerek)

Oyuncu seçimine ise bir şey diyemiyorum. Karakterleri canlandıran oyuncular kendilerinden bekleneni gerçekten fazlasıyla karşılıyorlar.

Takip ettiğim onlarca diziden her hangi bir tanesini Breaking Bad’den sonra izleyemiyorum. Çünkü normalde ayıla bayıla izlediğim diziler (Lost, House MD, Fringe...) Breaking Bad’den sonra öğrenci projesi gibi gelmeye başlıyor.

Umarım Walter White’ın ömrü yeter de daha uzun süreler bu diziyi izleyebiliriz. =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder