6 Nisan 2010 Salı

Mühendislik ve Kişisel Gelişim Üzerine Yazılar V2


İŞE ALIMA DAİR İPUÇLARI
Şirketler işe alımlarda hangi niteliklere önem veriyorlar?
Zaman zaman moda olan kelimeler, zaman zaman moda olan yetkinlikler var ama bana sorarsanız farkı yaratan insanlar. Hakikaten farkı insanlar yaratıyor. Bakıyorsunuz, aynı okulda okuyup aynı eğitimleri almışlar hatta aynı sosyal etkinliklerde bulunmuşlar. Ama birbirlerinden o kadar farklı insanlar ki. Şirketler sürekli takım çalışması, ekip ruhu gibi özellikleri aradıklarını söylerler. Bence hepsinden önce işini severek yapacak olan insanı arıyorlar. Onun için takım çalışması, ekip ruhu gibi özellikler ikinci sırada geliyor. İş yapmak istiyorsanız, çalışmaktan zevk alıyorsanız, yaptığınız işin ucundan tutmak yerine tamamına sahip çıkıp o sorumluluğu alıyorsanız, iş verenin ilk sırada aradığı özelliklere sahipsiniz demektir. Bir de işverenlerin sürekli tekrar ettiği takım çalışması deyimi var. Takım çalışması denilerek aslında aranılan, çalışanın huysuzluk etmemesi, arkadaşının ayağını kaydırmaya çalışmaması, onun başarısızlığından beslenmemesi, basit ayak oyunlarına yeltenmemesi gibi özellikler. İşe alımlarda kullanılan başka bir ünlü deyim de “lider olma”. Şirketlerin lider insan arıyoruz derken aradıkları özellik inisiyatif sahibi olma. Tabii ki bir şirkette 30 tane lider olmayacak, her şirkette bir genel müdüre yer var. Burada liderliğin altında yatan anlam inisiyatif alma. Aranılan özelliklerden bir tanesi de farklılık yaratmak. Burada sizi örnek vermek istiyorum. Sizler, bu röportajı benimle telefonda da, mail yoluyla da yapabilirdiniz. Ama buraya gelip profesyonel bir şekilde benimle roportaj yaptınız. İşte bu sizin elinizde. Burada fark yaratıyorsunuz. Aynı şekilde röportajın olucağı tarihte Elvan Hanım sınavının olacağını duyunca beni arayıp “Erteleyebilir miyiz, yoksa 1 saat kadar gecikebiliri” diye rica etti. Elvan Hanım bunu bana söylemeyebilirdi de. Ben onu 14.00’te beklerken 15.00’te gelip “Bir mazeretim var da... Trafik sıkıştı da...” gibi cümlelerle durumu kurtarmaya çalışabilirdi. Elvan Hanım ise çok dürüst bir şekilde yaklaşıp “Benim imtihanım koyuldu o güne, röportajı erteleyebilir miyiz?” diye sordu. Budur farkı yaratan, anlatabiliyor muyum? Dürüst olacaksınız. Yoksa hiç bir şirkette, kurumda mutlu olamazsınız.
Mülakat dediğimiz, yaklaşık 45 dakikalık oldukça kısa bir konuşma. Bu kadar kısa sürede bir insanı nasıl tanıyosunuz?
Öncelikle adaylara potansiyel suçlu gibi davranmamak lazım. Niye bu okulda okudun, doğru mu okudun vb. sorularla onları sıkmamak gerekiyor. Onların beyanları, cv’lerine yazdıkları bizim tarafımızdan doğru kabul ediliyor. Mülakattan sonra bu bilgilerin doğruluğunu biz araştırıyoruz. Eğer bu bilgilerden birinin yanlış olduğu öğrenilirse işte o zaman, o aday bizim için hemen eleniyor. Örneğin bir okulu bitirmemiş ise, orayı ‘bitirdim’ yazamaz. Demek istediğim, ‘devam ediyorum’ veya ‘ayrıldım’ yazmalı. Biz ne yöneticiler biliyoruz yazdıkları okullardan mezun olmayan. “Bu okuldan mezunum” diyor. Eminim yazarken de bizim o okulla anlaşmamız olduğunu bilmiyor. Araştırmak için okula isim veriyoruz. “Evet, bu kişi benim mezunum” cevabı verildiği gibi “Hiç böyle birisini tanımıyorum” cevabını da duyabiliyoruz. Bir çok yöneticide biz bunu yaşadık. Evet, belki okyanusun içinde çok küçük bir damla ama çok önemli bir damla.
Not ortalaması sizce ne kadar önemli?
İşletme ve iktisat için %50 civarında önemli. Ağırlıklı bir önemi yok, ancak iyi bir talebe demek işini seven, gideceği yeri bilen bir talebe demek. Mühendisliklerde bu nokta daha önemli. Bize göre ucundan geçmiş birisi çalışmak istemiyor demektir. Düşünsenize, ben çalışmaya istekli olmayan birine nasıl binamı, elektrik tesisatımı teslim ederim. Mühendis olacaksan notların olabildiği kadar iyi olmalı.
Master sizce ne kadar önemli? Öğrenciler arasında İşletme ve Ekonomi okuyanların mezun olur olmaz değil de iş hayatına atıldıktan sonra master yapmaları gerektiği görüşü yaygınlaşıyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Doğru, ben de aynı görüşteyim. Akademisyen olmayacaksınız master, doktora o kadar şart değil. Ama işletme okumuyorsanız ve yönetici olmak istiyorsanız mutlaka işletme master’ı yapmanız lazım. İşletme-finans bilmeden yöneticiliğe soyunmanız söz konusu değil. Son yıllarda genelde iş hayatına atılıp çalışmak istemeyenler, biraz hayata karşı korkak davrananlar. Kolay paraya alışmış insanlar master ya da doktoraya başvuruyorlar. Biraz önce de belirttiğim gibi özellikle işletme okuyorsanız master’a bence hiç ihtiyacınız yok. Bir an önce git, çalış; eğer karşına yurtdışında eğitim şansı çıkarsa o zaman master yaparsın. Bazen işe alımlarda da bu arkadaşlarla sorunlar yaşıyoruz. Adaylarımız, “Master’lıyım, doktoralıyım bu mu benim çalışacağım pozisyon, bu parayla mı çalışacağım?” gibi sorular sorabiliyorlar. Halbuki onlar gibi binlerce insanın olduğunu bilmiyorlar. Burada farkı yaratan ne master ne doktora, bence adaylarda farkı yaratan onların “Ben çalışmak istiyorum, ben bu işi yapmak istiyorum” demesi.
Sizce İngilizce dışında iş hayatında hangi yabancı diller geçerli?
Bana göre günümüzde en geçerli diller İspanyolca, Rusça ve Çince. Almanca ise okuduğunuz bölüme bağlı. Dünyanın ikinci dili artık İspanyolca. Amerika’da bile ders olarak okutulmak zorunda.
Ders dışı aktiviteler sizce işe alımlarda ne kadar rol oynuyor?
Çok önemli, çok önemli, çok önemli. Bence küçüklükten itibaren network oluşturmaya başlayın. Hatta ben şunu öneriyorum: Bir küçük defter alıp her gün yeni tanıştığınız insanların adını, soyadını yazın, kartını koyun. Orada sizin network dosyanız oluşsun. İleride network’ler çok önem kazanacak, sizin zenginliğiniz network’ünüzün zenginliğiyle ölçülecek. Bu çok önemli. Sosyal aktivitelerde de önemli olan nokta paylaşma, bir ortak amaca hizmet, bana sorarsanız. Sosyal aktivite olarak neye ilgi duyuyorsanız duyun; ama çalışmanız, birlikte olmanız şart. Biz başvuruları değerlendirirken eğer hiçbir sosyal aktivitesi yoksa “Bu adam nedir böyle bu devirde?” diye düşünüyoruz.
Peki, mezun olunan üniversite ne kadar önemli?
O tip düşünceler çok geride kaldı. Tabii ki yine de prestijli bir üniversiteden mezun olmak, başvurular değerlendirilirken bir kenara atmayıp, okuyarak devam etmenizi sağlıyor. İşveren işi yapacak, donanımlı insan arıyor ve biz de bazı üniversitelerin hiç iyi olmadığını biliyoruz. Karşılaştığımız başka bir durum da, işverenin ben üniversite tercihi yapmıyorum dedikten sonra ardından “Sizin de bildiğiniz bazı üniversiteler var, oradan çok farklı biri olmadıkça bizimle tanıştırmayın.” diye eklemesi.
Geçerli staj süresi ne olmalı sizce?
6 aydan az süren stajlar hiçbir anlam ifade etmiyor. Eğer öğrenci stajını 6 ay kadar yapmışsa, bu bir şey yapmaya gayret ettiğini gösteriyor. Eğer staj 6 aydan fazlaysa; 1 yıla, 1,5 yıla gelmişse, bu bir şirkette bir şeyler yapıldığını gösteriyor. Ama 2-3 ay süren stajların bence yazılmaması lazım. CV’nize kulüp aktivitelerinizi, sosyal aktivitelerinizi yazmanız daha anlamlı bu durumda. Notlarınız da fena değil ise, yeter de artar bile.
İlerleyen günlerde sizce hangi sektörler yoğun talep alacak?
Teknolojiyle ilgili her şey patlayacak. Yabancı dilin önemini sormuştunuz, dilin yanı sıra bilgisayar bilgisi çok önemli, bütün programları biliyor olmanız gerekiyor. Moda sektöründe çalışmak istiyorsanız moda tasarımcısının yine bilgisayar bilmesi gerekiyor. Hangi sektör olursa olsun teknolojiyi bilmeyen artık iş bulamayacak. Sağlık sektöründe patlama olacak, burada üzerinde durduğum nokta healthcare sektörü, doktorluk değil. Healthcare sektörü çok genişleyecek, orada çalışacak çok fazla elemana ihtiyaç duyulacak. Her sektörde kalifiye, ara eleman ihtiyacı çok fazla ve bu artarak devam edecek. Üst kademeye yöneticileri, alt kademeye de yeni mezun iyi öğrencileri alıyorsunuz. Ancak arada çalışacak, işi yapacak eleman eksik kalıyor. Amerika’da bile kalifiye orta eleman sıkıntısı var. Genetik ve enerji sektörü de çok iyi gidiyor. Perakende, hızlı tüketim malları gibi sektörlerin hızına ise artık yetişilmiyor. Robotlarla ilgili sektörler de ön planda son günlerde.
(Link: http://kumpas.org/v3/insan-kaynaklari-yoneticilerinden-oneriler-t2060.0.html)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder